"Edward," yumuşakça mırlıdandı.
Rüyasında beni görüyordu.
Ölü, donmuş bir kalp, tekrar atabilir miydi? Benimki atıyor gibiydi...
"Kal," diyerek içini çekti. "Lütfen gitme. Lütfen... gitme."
Rüyasında beni görüyordu, ve bu bir kabus değildi. Rüyasında, onunla kalmamı istiyordu.
Bana akın eden duygularımı isimlendirecek kelimeleri bulmak için çırpındım, ama bu duyguları açıklayacak kadar güçlü hiç bir kelime yoktu. Uzun bir dakika boyunca, içlerinde boğuldum.
Yüzeye çıktığımda, daha önce olduğum adam değildim artık.
Haytım, bitmeyen, değişmeyen bir geceyarısıydı. Benim için hep geceyarısı olmak zorundaydı. O zaman, şimdi, geceyarımın tam ortasında güneşin doğuyor olması, nasıl mümkün olabiliyordu?
Breaking Dawn'dan sonra çıkacağı kesin olmayan ve gerçekten farklı bir deneyim olacak kitap! Olayları Bella'nın ağzından dinledik, bir de Edward'ın ağzından dinleyelim mantığıyla yazılmış.